31 Aralık 2011 Cumartesi

31 Aralık 2011

Kaybettiğim bir yakınımı arar gibi arıyorum bazen kopan parçalarımı,bazen su kadar hayati,bazen de serum gibi mecburi...Gidenler,yitenler ve asla geri dönmeyecek insanlar.En kötüsü de gidip yiterken senden alıp götürdükleri.Hiçbir doktorun çare bulamayacağı,hiçbir zenginliğin satın alamayacağı ve hiçbir tesellinin avutamayacağı eksikler.Canından canını söküp alsa,dersin kalan canımla yaşarım belki,kırılan yalnızca kalbin olsa,incinen sadece gururun ve hatta kaybettiğin tek şeyin zamanın olsa dersin belki ona da amenna.....Ama ya bu yitip gidenler,yeri dolduramayanlar,alnına kader gibi yazılanlar??? Şimdi durup durup ''ah''lanmak ne çare?
    Aidiyet duygusunu kaybettirirse hayat sana,zorla söküp aldıklarını başka tesellilerle avutmak sahtekarlık değilde ne? Sahip olduğumuzu sandığımız oysa asla bize ait olmayan ne çok şey var.Sahtelikler diyarında birbirinden güzel,sahte gülüşler,sahte aşklar,sahte iyi dilekler....Seç beğen al...yok pahasına tüket ömrünü diye gözüne sokulmuş sinsi,şımarık,arsız mutluluklar.
    Duraklarını karıştırıyorsun böyle böyle hayatın,sen gidiyorsun o duruyor,o duruyor sen bitiyorsun.Birileri mütamadiyen gelip gitmekte bu kervanda.Kalbin hancı olmuş ağırlıyor,hancı ya bu gönül yolcular memnuniyetini sorgularmı zinhar! Ücretimiz üç beş yalan,bir kaç hayal ve elde kalan kırık parçalar.Sen uğraş dur parçaları toplayıpta yeni bir sen yapmaya,beyhude ah mutsuzluğu altın bilezik gibi kolundan çıkarmayan gönlüm beyhude.
     Birde o iç gıdıklayan mutlulukları var ya hayatın,sana nispet yaparcasına gözüne gözüne soktukları,her adımda bir daha yüzüne vurdukları,etine kanata kanata batan bir çivi gibi acıta acıta sapladıkları gerçekleri.Bahaneler güzel,açıklamalar mantıklı belkide,herkezin kendince haklı yanları var elbette...
     Sürekli sıra sana geldiğinde aksilik yapan huysuz bir memur gibi bu hayat,kartlar hep sana boş,virajlarda direksiyonu elinde kalan hep sen işte....vitrin mankeni olmaktan öteye geçemediğin yapay bir hayat yaşadığın. Ben duvaksız gelin,çiçeksiz bahar,yıldızsız gece....yaşayan ölüden ne farkım var?
   Ziyan olmuş bir yılın daha son demlerinde değişen hiçbirşeyin olmadığını görme acizliği ve değiştirememenin verdiği huzursuzluk kapladı yine sırlarımı paylaşan odamın duvarlarını.Yarın denen muamma,yalancı bir kahve falından ne farkın varki senin?

27 Aralık 2011 Salı

27 Aralık 2011

Zaman ki en velveleli yokuşuydu hayatın...Gençliğin geçmek bilmeyen çilesi,ihtiyarlığın çare bulamadığı son'a doğru sürükleyen mecrası.Bazen dingin, bazen ağır aksak, bazende yaramaz bir çocuk gibi heyecanlıydı...Dur dediğin anlarda koşar adım kaçan...geçmiyor günler diye ağladığında inadına bir adım bile atmayan.Dosttur bazen ki aldanmayacaksın masum yüzüne,en gerekli olduğunda herkeze boldur sana hep yok.Kimi zamanda ölesiye nefret ettirmiştir kendinden....demişizdir ya hep, ahh zaman...ahımsın zaman....!
     Bekliyorsan uzaklardan bir yolcuyu,yahut dedikleri o üç vakte kadar olan güzel haberi.....işte orda kanlı bıçaklı olmuşsundur hep...Sayılı gün çabuk geçer diye tesellilerde tüketmişsindir günlerini.Sayıyorsun bir,bir...tek,tek...zamanın tik taklarını. Birde en mutlu olduğun anlar vardır hani,zaman bir kuş gibi kayar gider avuçlarından..dur desende durmaz,gel desende gelmez.Asidir,yalancıdır,oyalar durur....
       Öğreticilerin başıdır aslında zaman,sebat etmekle-vazgeçmenin....tevekkül ile isyanın kapılarını açar sonuna kadar ve buyurur...Seç ; bütün kapılar açık...istediğinden geç.Seçtiğin yolun sonunda ulaşırsın elbet..Kendi sonuna yahut sozsuzluğuna.Mükafatın bu dünyayla sınırlı kalmaz elbet....!
    Ama mütemadiyen düşmandır zaman...gel dediğinde gelmeyen,bit dediğinde bitmeyen,dur dediğinde durmayan asi bir köledir...Sahibine boyun eğdiren,kula kul ettiren hırçın acımasız bir köle....
    Şeytanın en büyük tuzağı,nefsin en güzel savunma dairesidir zaman...Biri zahirden,diğeri batınden...girer kanına...oyalar...zaman der...unutturur kim olduğunu.Ruhun ne zaman vicdanınla birleşip muhasebeye kalksa,aklından onayı aldığı anda girer ortaya nefs...zaman var der..yarın yaparsın..yarın..yarın...! Hiç bitmeyecek bir sona uzanır gibi,azraille anlaşma yapmışsın gibi,herkez gidecekte bir sen kalacaksın gibi...kandırır seni zaman.