12 Mart 2012 Pazartesi

12 Mart 2012

     İntihar etti tüm cevaplar, sorgular renksiz, sorgular tatsız.
   
     Çok eskilerden kalma bir kaç umudum vardı pamuklarda saklayıp büyüttüğüm ve bir kaç hayalim ; her gece gökyüzüne kurduğum o kocaman salıncakta sallanırken pembe bulutlara anlattığım. Bir yerde gençliğimi bıraktım diğerinde çocukluğumu.  Hangisinde daha çok canım yandı bilemedim , ellerimle kazarken mezarlarını geçmişte bıraktıklarımın ; öldürdüğüm umutlar ve hayaller bile aynı mezara girmedi benle. İmkansızlığa dayadığım merdivenlerin basamaklarından kaydı usulca ayaklarım, ben burda ölüyordum onlar orda kördü , ben burda feryad bile edemeyecek kadar çaresiz iken onlar hep sağırdı. Hayat değildi  zalim olan , insanlardı . Celladım da onlardı ayağımın altında tekmelenen iskemlem de .Kaç kez dibini görebilirsin hayatın ? Dipsiz kuyuların karanlığından kafanı kaldırıp bakmaya korkar mısın uzaklarda doğan güneşe.....? Sabah bir tek sana mı doğmaz ? Güneşin ateşi üşütür ve karanlığın soğuğu yakar mı herkezi ben gibi ? Hiç bir suale verecek cevabım yok fani dünyada. Hayat renksiz , hayat tatsız , hayat bildiğim hayat değil belki de . Sürekli köşeye sıkışmış fare gibi korkutacaksa rüyalarım beni.....gecelerin de anlamı yok demek. Anlamsızlığına anlam veremediğimden belki de bu boşluk....bu boşluk dünyanın tüm dertlerini içine sığdıracak koca karanlık bir kara delik. Işıksız , renksiz , tatsız....! Ne bir ''aşk''lık ahı'm var nede bir ''aşk''tan kalma ah'ım. Derdim başkaydı da sükut vuruldu dilime , diyemedim. Dünya dar geldi , anlatamadım. Dışımdaki kuru kalabalıklar anlamadı ki içimde küflenen yalnızlıkları....!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder